Medeni hukuk, bir kişinin doğumundan ölümüne kadar başına gelebilecek olan kişisel olguların tamamını kapsar. Yalnızca gerçek kişilerin değil, tüzel kişilerin de kurulmuş olduğu andan itibaren özel hukuk alanında karşılaşabilecekleri birçok olgu, medeni hukukun konusunu oluşturur. Medeni hukuk, aşağıdaki alt başlıklardan oluşur:
Kişiler hukuku, gerçek ve tüzel kişileri konu edinir. Her iki kişilik türü bakımından da kişiliğin başlangıcı, kişilik hakkının kapsamına giren ve korunması gereken değerler, kişiliğin devamı, kişiliğin geliştirilmesi ve korunması ile sona ermesi konularındaki uyuşmazlıklar kişiler hukukunun konusunu oluşturur. Kanun koyucu, dernek ve vakıfları ise tüzel kişilere dair genel esasları düzenledikten sonra ayrıca konu edinmiştir.
Tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler, kişilik hakkı kapsamında koruma gören değerlerin daha kolay etki almasını sağlar. Bu nedenle, söz konusu gelişmelerle doğru orantılı şekilde kişilik hakkına sağlanan korumanın da sıkılaştırılması gerekir. Bu itibarla kişiler hukuku alanında kişilik hakkını olumlu veya olumsuz nitelikte etkileyebilecek olan her türlü gelişme büyük önem taşır. Yapay zekâ, tıbbi müdahaleler, sosyal medya kullanımı gibi birtakım alanlardaki gelişmeler kişiliğin korunması hususunda önemli sonuçlara yol açar.
Kişilik hakkına koruma sağlanması aynı zamanda ülkemizin taraf olduğu ulusal üstü insan hakları belgeleri hakkında güncel bilgiye sahip olmayı da gerekli kılar. Anayasal temel hak ve özgürlüklerin özel hukuk alanında koruma görmesi, kişilik hakkı kavramı başlığı altında gerçekleşir. Bu itibarla çocuklar veya kadınlar gibi kırılgan grupların korunması da kişilik hakkı kavramı ile yakın bir bağ içerisindedir.
Aile; toplum yapısı, toplumun gelişmesi ve toplum içindeki huzur ve refah gibi konuları doğrudan etkileyen bir kavramdır. Zira toplum, ailelerden oluşur. Bireyler, çocukluktan itibaren kişiliklerinin oluşumunu aile yapısı içerisinde tamamlar. Dolayısıyla huzurlu ve güvenli bir toplum, huzurlu ve güvenli aile yaşantısı ile doğrudan ilişkilidir. Bu hali ile hukuk, aile olgusuna özel bir önem atfetmiştir.
Bunun yanı sıra nişanlanma, evlilik veya soybağının kurulması yoluyla oluşan aile hukuku ilişkileri oldukça kırılgandır. Dolayısıyla aile hukuku alanındaki ihtilafların çözümü, iyi bir hukuk bilgisinin ve yorum kabiliyetinin yanı sıra sağduyu gerektirir. Bu davalarda aile bireylerinin kişiliklerinin, özellikle de psikolojilerinin korunması, güvenliklerinin hukuk kuralları eliyle sağlanması ve ihtilafların aile hukukundan doğan bağlarının zedelenmeksizin çözülmesi son derece önemlidir. Aile hukukunun güncel sorunları kısaca aşağıdaki gibidir:
Eşya hukuku, kişilerin eşya üzerindeki hakimiyetlerini konu edinir. Bu hakimiyet, mülkiyet hakkı gibi bir ayni hakka dayanabileceği gibi hakimiyetin herhangi bir hakka dayanmaması da mümkündür. Bu hakların ve hakimiyetin kuruluşu, kapsamı ve sona ermesi hususlarında ortaya çıkan ihtilaflar eşya hukukunun konusunu oluşturur. Bu hali ile eşya hukuku; zilyetlik, tapu sicili, taşınır ve taşınmaz mülkiyeti, sınırlı ayni haklar konularını kapsar. Uygulamada; tapu iptali ve tescil davaları, müdahalenin men’i davaları, ecrimisil davaları ve ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davaları eşya hukuku kapsamında en çok ortaya çıkan ihtilaflar olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra, taşınır ve taşınmaz rehni ile taşınmaz rehninin en çok başvurulan şekli olan ipotek kapsamında ortaya çıkan uyuşmazlıklar da eşya hukukunun konusunu oluşturur. Dolayısıyla teminat hukuku, eşya hukuku ile sıkı bir bağlantı içerisindedir.
Miras hukuku, bir kişinin mal varlığının onun ölümünün ardından uğrayacağı akıbeti konu edinmesi itibariyle ölen kişinin hak ve borçlarının onun ölümünün ardından kim veya kimlere hangi oranda ve ne şekilde intikal edeceğini düzenler. Kim veya kimlerin kim veya kimlere mirasçı olabileceği, miras payları, bir kişinin ölüme bağlı tasarruf özgürlüğü ve bu özgürlüğünün sınırları, ölüme bağlı tasarrufların geçerliliği, mirasın intikali, miras payı ihlal edilen kişilerin tenkis veya istihkak talepleri, mirasçılar arasındaki ortaklık ve bu ortaklığın tabi olduğu hükümler ve mirasın paylaşılması miras hukukunun konusunu oluşturur.